-
1 münasebet
münasebet [ɑː] <- ti> Beziehung f (-le zu D); Zusammenhang m; Gelegenheit f, passende(r) Augenblick; Grund m;münasebet almak passen, geeignet sein;münasebet almaz es gehört sich nicht;-le münasebet kurmak Beziehungen anknüpfen (zu D);-le münasebete girmek in Beziehungen treten zu;bir münasebeti düşerse wenn sich eine Gelegenheit bietet …;münasebetiyle im Falle G; aufgrund G; anlässlich G;bu münasebetiyle bei dieser Gelegenheit; dabei, in diesem Zusammenhang;-le münasebette bulunmak Beziehungen unterhalten zu -
2 münasebet
См. также в других словарях:
münasebete girmek — 1) tanışma yolu açmak, ilişki kurmak Onunla temas ve münasebete girmektense hiçbir şey yapmamayı ve hazır paradan yemeyi tercih ediyorum. Y. K. Karaosmanoğlu 2) cinsel yaklaşımda bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
münasebet — is., Ar. munāsebet 1) İlişik, ilişki, ilinti İzmir den ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım. Atatürk 2) İki şey arasındaki uygunluk Yüzle ahlak arasında herhâlde müthiş bir münasebet vardır. S. F. Abasıyanık… … Çağatay Osmanlı Sözlük